Omuz İmpingement Sendromu
Omuz ekleminde 3 kemik yer alır; kürek kemiği (skapula), kol kemiği(humerus) ve köprücük kemiği(klavicula). Kol kemiğini kürek kemiğine bağlayan yapı rotator kılıftır.
Devamını OkuKemik yapımız, önemli organlarımızı koruyan, vücudumuzu destekleyen ve yaşamımız için gerekli temel maddelerden biri olan kalsiyumu depolayan canlı bir dokudur. "Canlı"dır, çünkü yaşamımız boyunca kemik yapımı ve yıkımı bir denge halinde devam eder. Bu yapım ve yıkım arasındaki dengenin çeşitli nedenlerle yıkım lehine bozulması kemik kaybına neden olabilir. Aslında kemik dokusu kaybı yaşlanma sürecinin doğal bir sonucudur ama bunun kırıklara neden olacak derecelerde fazla olması hastalık yani "osteoporoz" dur. Osteoporoz'un kelime anlamı; Osteo (kemik) poroz (delikli) kelimelerinin birleşmesinden oluşur, delikli kemik halk arasında "kemik erimesi" olarak bilinir.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından dünyadaki 50 yaş üzeri postmenopozal kadınların %30'unun osteporoz tanımı içine girdiği ve oluşabilecek kırıklar için çok belirgin artmış risk taşıdıkları bildirilmiştir.
Yirmi-otuzlu yaşlarda kadın ve erkekte kemik kütlesi en yüksek düzeye erişmektedir ki, bu aşamada kemik yapım ve yıkım hızı dengededir. Erişilen bu maksimum kemik kütlesi büyük oranda genetik faktörler ile bir miktar da diyet ve fiziksel aktivite ile ilişkilidir. Kırk ve ellili yaşlarda yaşa bağlı olarak kemik kaybı başlamakta ve bu olay yaşam boyu sürmektedir. Kadınların kemik kütlesi erkeklere oranla %20-30 daha azdır. Bu nedenle erkeklere nazaran osteoporoza yakalanma riski kadınlarda daha fazladır. Ancak ileri yaşlarda özellikle 70 yaşın üzerinde her iki cinste de kalça kırığı riski artmış olarak karşımıza çıkmaktadır. Yaşlılığa bağlı osteoporozda artan kemik yıkımını yapım mekanizmaları karşılayamamaktadır. Bu olay kalsiyum ve vitamin D metabolizmasındaki değişikliklere bağlanmaktadır. Buna ek olarak perimenapozal dönemdeki kadınlarda östrojen azalmasına bağlı kemik kaybı 5-15 yıl süresince artmaktadır. Seksenli yaşlarda kadınlarda %40, erkeklerde kemik kaybı olmaktadır. Maksimum kemik kütlesinin düşük düzeyde olmasının yanı sıra hipogonadizm, fiziksel aktivitede azalma ve alkolizm gibi nedenler de yaşa bağlı kemik kaybını artırmaktadır.
Osteoporozun sıklığı yaş ilerledikçe artar. Başlangıçta, kırık olmadığı sürece, hiçbir ağrı ya da şikayet yapmadığından sinsice ilerleyebilir. Bu durumda ağrılı kırıklar ve şekil bozuklukları ile ortaya çıkabilecek sakatlık hali, yaşam kalitesinin bozulmasına, bağımsız yaşayabilme ve hareket yeteneğinin kaybına, hatta ölüme neden olabilir.
Kırıklar osteoporozun en korkulan belirtisi olsa da başlangıçta hastalarda bel ve sırt ağrıları, omurgalarda çökme kırıkları ve boyda kısalma, sırtta kamburlaşma görülebilir. Vücutta el bileği, kaburga ve kalça kemiklerinde kırıklar gelişebilir.
Genç bir erişkin iken ulaştığımız "Tepe kemik kütlesi" ve yaşlanmaya başladığımızda oluşması beklenen "Kemik Kaybının Hızı" osteoporoz gelişme riskimizi belirler. Kimlerin bu hastalığa yakalanacağı önceden öngörülememektedir. Ancak hastalığa yakalanma riski aşağıdaki durumlarda artmaktadır:
Osteoporoz tanısı tipik olarak osteoporotik kırıkların ortaya çıkarılması ya da doğrudan kemik mineral dansitesinin ölçülmesiyle konur. Kemik mineral dansitesi ölçmek için çeşitli teknikler vardır. Günümüzde çoğu hastada dual enerji X ışını absorbsiyometrisi (DEXA) kemik dansitesini ölçmekte kullanılmaktadır. Bu teknikte radyasyon kaynağı yerine X ışınları kullanılır. 1987'de kullanıma giren teknik, çift enerjili X ışını kullanılması nedeniyle yumuşak dokuların yoğunluk üzerine olan olumsuz etkilerini ortadan kaldırır. Ortalama ölçüm süresi 5 dakikadır.
Toplumu osteoporozdan korumada temel strateji, düşük kemik kütlesi ile ilgili risk faktörlerinin nedenlerini azaltmak, bu esnada tüm toplumda kemik kütlesini artırmaktır. Yaşam tarzında yapılacak pek çok değişiklik genel olarak sağlığı olumlu yönde etkilemesinin yanı sıra, osteoporozlu hastalarda kırık riskinin azaltılmasında önemli rol oynayacaktır. Aşırı alkol tüketiminden kaçınılmalı, sigara minör bir risk faktörü olmasına rağmen bırakılması önerilmelidir. Menapoz öncesi sigara içmeyi bırakan kadınlarda kırık riski %25 azalmaktadır. Düşme riskini artıran hastalıklar tedavi edilmelidir. Fiziksel aktivite düzeyinin artırılması ve beslenme önerileri diğer yaşam tarzı değişikliklerini kapsar. Düzenli yapılan egzersiz kalça kırığı riskini %50 azaltmaktadır. Özellikle yürüyüş gibi ağırlık verilerek yapılan egzersizler desteklenmeli ve bu koruyucu önlemler tüm topluma genellenmelidir.
Osteoporozunuz varsa ya da korunmak istiyorsanız;
Omuz ekleminde 3 kemik yer alır; kürek kemiği (skapula), kol kemiği(humerus) ve köprücük kemiği(klavicula). Kol kemiğini kürek kemiğine bağlayan yapı rotator kılıftır.
Devamını OkuOsteopati 19.yy da Dr.Andrew Taylor Still tarafından Amerika’da tanımlanmış ve daha sonra Avrupa’ya yayılmış günümüzde ise Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO)de tanıdığı bir yöntemdir.
Devamını OkuDonuk omuz, omuz ekleminde hareket kısıtlılığı ve ağrı ile giden bir hastalıktır. Omuz ekleminde kapsüler yapışıklığı olarak ta bilinir. Hastalık sinsi başlar, bulgular gittikçe ağırlaşır ve uzun zaman sürecinde düzelme gösterir.
Devamını Oku